Güneydoğu Asya.. İlk öğrendiğimiz haliyle “HindiÇin”..
Ho Chi Minh City’e bir saatlik yolda uçaktayım. Geride kalan dokuz saatte biraz uyukladım, Stefan Zweig kitaplarından okudum. Film listesinde de festivalde izleyemediğim “Party” filmini izledim.
Yere tekerleklerin vurmasıyla toparlandık. Dışarıda sıcak bir hava var. Vize istemiyor yeşil pasaporttan. Hızlıca geçip, yüz dolar bozduruyorum. Ucuz bir ülke. Tüm ekibin vize, pasaport işlemlerinden sonra yerel bir rehberle otobüsteyim. Gözüm camda, kulağım yerel rehberin anlattıklarında. Uzak bir coğrafyada yaşanan acıları yerinde dinliyorum.. İkinci Dünya Savaşı sonrasında, bölgesel savaşların en vahşisinin yaşandığı Vietnam’ın o minyon, zayıf, çelimsiz gibi görünen yürekli insanlarının çeliğe, ateşe ve kimyasal silahlara karşı direncini kimi zaman bir filmde izledik biz, kimi zaman da kitaplardan okuduk. Şimdi içlerindeyim. Otele giderken yol boyunca yüzlerce scooter ya da motorsiklet caddelerde. Bugün Çin kupasında Özbekistan ile final maçları varmış.
Ellerinde bayrak. Yenilmişler ama kazanmış edasıyla tur atıyorlar. Ağız ve burunlarını içe alacak bir maske, motor üzerinde. Bu motorlu insan seli sahnesi en çok Vietnam da olsa da Güneydoğu Asya seyahati sırasında her zaman gözlerimin önünde olacak.
Vietnam, resmi adı ile Vietnam Sosyalist Cumhuriyeti, Güneydoğu Asya'da, Çinhindi Yarımadası'nın doğusunu kaplayan bir ülkedir. Uzun, dar bir kara parçası üzerinde yer alan Vietnam'ın kuzeyinde Çin, batısında Kamboçya ile Laos, güneyinde ve doğusunda Güney Çin Denizi yer alır. 1955'te Kuzey Vietnam ve Güney Vietnam olarak iki ayrı cumhuriyete bölünmüş olan ülke, 1976'da Vietnam Sosyalist Cumhuriyeti olarak tekrar birleşmiştir. Vietnam dağlık bir ülkedir. Song-Koi ve Mekong deltaları önemli alçak düzlükleridir. Kıyı ovaları doğuda yer alır. Geri kalan toprakların büyük bir bölümünü ormanlık, dağlık bölge kaplar. Başlıca ürünleri; pirinç, manyok, kocadarı, mısır, kahve, çay, kauçuk, el işleridir. Önemli kentleri; Ho Chi (Şi) Minh, Hanoi ve Haifong'dur. Eğitim; 12 yaşına kadar parasız ve zorunludur. Kuzey Vietnam ile Güney Vietnam 1976'da tek ülke olarak birleşmiş, ancak yıllarca süren savaş ve bombardıman sonucu büyük bir yıkıma uğramıştır. (Vikipedi;özgür ansiklopedi’den alıntı…)
Akşam yemeği için bir restaurant önünde durduk. Vietnam mutfağı ile tanışma..Kahvaltıda Pho Bo çorbası içerek güne başlamak bir gelenek burada. Sevdim bu lezzeti..
Vietnamlıların Amerika’ya karşı bağımsızlık mücadelelerini sürdürdükleri Cu Chi tünelleri ne, oradan Savaş Kalıntıları Müzesine gidiyoruz. Aslında savaş artıklarını görmek istemiyorum. Ağaçlıklı, geniş bir alanda yerel rehber eşliğinde dolaşıyoruz. Avrupalı, Uzak Doğulu turistler çok sayıda. Büyük Postaneye uğrayıp görkemli güzel binada postkartlarımla sevgilerimi gönderiyorum uzaklara.. Postane binasının karşısında Notre Dame Katedrali. Yeniden Birleşme Sarayı, gece renkli ışıklı gökdelenler. Güzel bir cafe de lezzetli bir meyve suyu karışımı içiyorum. Yol boyunca pirinç tarlaları, Ejder meyvesi tarlaları, Hindistan cevizi ağaçlar, sokakta insanlar, çalışanlar.. Pirinç tarlalarının ortalarında 1-2 mezar anıtı, halkın kendisine ait toprağa, tarlaya gömüldüğünü söylüyor rehber. My Tho’ya ulaşınca tekneye biniyor ve Mekong nehri üzerinde yol alıyoruz. Teknelerde kadınlar.. Küçük adalardan birinde kakao yapımını, bir diğerinde Coconattan şeker üretimini görüyoruz. Orkide bahçesinde değişik tür zarif çiçeklere bakıyoruz.
Ho Chi Minh City (Saigon)den Hue’ye.. Nguyen Hanedanlık döneminin kraliyet başkenti bu şehir. UNESCO Dünya Mirası listesinde. Sanat ve kültürün var olduğu, kraliyet şehri olarak tanıtıyor rehber bu şehri. Şehrin içinden geçen, üzerinde köprüler olan Parfüm Nehrinde teknelerinde yaşayan ve bir yandan da turist gezdiren teknelerden birindeyiz. Kıyıda çamaşır-bulaşık yıkayan, balık tutmaya çalışan insanlar. Yerleşimlerde, sokaklarda bisikletleriyle konik şapkalı kadınlar geçiyor. Köprülerin altından devam ederek sağda Thien Mu Pagodasına çıkmak üzere kıyıya yanaştık. Bu bölge HoKhe tepesine kurulmuş, yedi katıyla Vietnam’ın sembolü haline gelmiş. İçeride sesi uzaklardan duyulan büyük bir dökme çan yer alıyor. Bahçede güzel bonsailer mevcut. Monk’lar dolaşıyor turuncu giysileriyle. Kimisi bisiklet üzerinde. İçeride, gülen mutlu Buda heykelini görüyorum. Neşeli.. Yemek sonrası Mor Yasak Şehir olarak anılan saraya gidiyoruz. Sarayın etrafı 10 km. boyunca duvarlarla çevrili. İçeride tapınaklar, tiyatro, kütüphane ve hizmet binaları yer alıyor.(devam..)
Zeynep Erim
Fotoğraflarınız çok güzel.. Yazılarınızı keyifle okudum. O coğrafyalar insanda bağımlılık yapıyor Zeynep Hanımcım.. Geçtiğimiz yıl 35 günlük Myanmar – Laos gezisi yaptık. Kesinlikle öneririm.. Şu anda anılarda FB önüme getiriyor.. Paylaşacağım her gün.. Beğeneceğinizi umuyorum. Nice keyifli geziler.. Sevgiler?
Teşekkür ederim olumlu yorumlarınıza Neşe Hanımcım.:) Umarım değişik coğrafyalarda gezme, yaşama fırsatlarımız olur. Sevgiler
harikulade bir yazı olmuş, ellerine sağlık… devamını da okuyacağım… bu arada izlediğin “thr party” peter sellers’in devleşti, kült olmuş bir komedi filmiydi, değil mi ? o filmi defalarca izledim, dvd kolleksiyonum baş köşesine yer alanlardandı…
sevgi ile kal !
Teşekkür ederim Sabri’ciğim.. Peter Sellers’in Party filmi unutulmaz, lakin bu Party başka.. Bir festivalde kaçırdığım güzel bir film, öneririm. Sevgiler.:)
Bir turist anlayışından öte bir gezginci anlayışıyla,gidilen ülkelerin,kentlerin geçmişi ve günümüzdeki durumlarını güzel bir yazı dili ile bizlere aktarmanı seviyor ve zevkle takip ediyorum.Gezi boyunca kullandığın görseller de çok güzel.Tüm bunların ileride bir gezi kitabında toplanması dileğimle sevgilerimi iletiyorum.
Teşekkür ederim güzel dileklerin için sevgili Yaşar..:) Sevgiler..