Nasıl en hafif ve yeterli gidebilirim, bu konuda tecrübelendim. İki gün kalacağımız yer tamam. Wikilocta yürüyüş yolları, Lonely Planet bilgileri, kitaplar, bir kaç not, yazışmalar.. Geceler soğuk olacak. İçliklerimi aldım. Arkadaşlarım kendi ilgi alanlarına göre tavsiyelerde bulunuyor. Sanırım bu coğrafyaya aşinayız. Yemeklerini övenler, şaraplar da güzelmiş diyenler. Bir ülkeden diğerine nasıl geçilir, Ağustosta nerede olunur, bilmek pek de mümkün değil. Alfabeler hiç tanıdık gelmiyor. Neyse, konuş çevir, translate aplikasyonlar, maps.me haritalar hazır.

Döngüde değişen bir şey yok. Haberler hep aynı. İşe gidip gelenler, okullar, ekonomi.. Kim ne demiş de ne olacak, yürekler sıkıntılı. Yaz geliyor heyecanları. Babamsız geçen dört yıl geride.. Trafik de allak bullak. İstiklal caddesi ve Taksim’de çocukluğumdan kalan bir lezzet yok. Beyoğlu çukulatasının adı var. Eve çıkan tüm sokaklar inşaat sahası. Köşedeki, boş arsada mor salkım direniyor...

Sıradan bir gün olması ya da olmaması için her şey hazır, benim yola çıkmamı bekliyor..