Yaz aylarında İstanbul’u severim, beni yoran sıcağa, neme rağmen. Sakinlik, tenha sokaklar, telaşsızlık hoşuma gider. Gece karanlığının, uğraşsa da bir türlü üstümüze çökememesi, gülümsetir beni. İnce giysilerle, fazlaca hazırlanmadan evin dışına çıkıvermek, tatlı bir akşam havasında yürümek sahilden Caddebostan’a, bazen Moda’ya doğru, yorulunca çimlerin üzerinde soluklanmak.. Bir süredir çehresi gençleşen, neşelenen bir yer oldu Moda. Severdim, şimdi içinde yaşama isteği de geçiyor aklımdan. Kadıköy’le devam eden o kalabalığı seviyorum.
Bazı akşamüstü Çarşının içinden sinemaya doğru yürüyorum. Birkaç kişi film izliyoruz Kadıköy Rexx’te. Sessizce arkadaşlık ediyoruz, birbirimizden uzakta tek hedefe kilitli.. Çıkıyorum, bazen bir yerde oturup etrafa bakıyorum, içiyorum bir şeyler, heyecanlı sohbetler oluyor etrafımda, kahkahalar..
Mutlu insanlar görmeyi özlüyor insan..
Aslında bu bir İstanbul yazısı olmayacaktı ama hava güzel ve belki de ben güzel bakıyorum, bilmiyorum, çünkü yüreğimi kelebek kanadı gibi çarptıran heyecanım başladı..
Los Angeles’de sevdiğim tatlı bir kızı görsem önce.. Onun sevdiğini tanısam, sarılsam o güzel, güçlü kıza.. Benden istediği yalnızca “bir derginin son sayısı” , ne hoş… O işte benim yeğenim. Oradan güneye doğru gideceğim.. Meksika adı geçince aklıma gelen eski medeniyetler, büyük bir ülke, geniş kenarlı şapkalar, tekila, elbette margarita ve başına taktığı renkli kocaman çiçeklerle, hayran olduğum Frida Kahlo…İtiraf edeyim ben de istiyorum o çiçeklerden günün birinde.. Onun da zamanı gelmiştir, kim bilir..LA’den otobüsle geçilebilir belki, Meksika’nın kuzeyi ise varacağım yer, henüz bilmiyorum. Küba burnumuzun dibinde olacak.. Porto Riko’ya vize gerekiyormuş. İklime bakmalı, bikini yanımda olmalı, Gezgin sayfaları, Lonely Planet okunmalı. Birkaç kitap, haritalar gözden geçirilecek. Yeni bir not defteri almalı.. Yanımda olması gerekenler listesinde bir iki ufak değişiklik. Olmadığım zamanlar için ayarlamalar, yapılacaklar.. Vizörün lastiğini düşürmüşüm yine, üç oldu.. Sirkeci’den onu almalıyım. Okudukça haritada görmek istediğim yerleri işaretliyorum.. Gece sıkça uyanırım ben, dönüp bakıyorum bir kez daha haritaya.. Uykum derin sessizliğiyle kavuşurken ben oradayım.
Bugünlerimi, evimde olduğum zamanı, yeni bir yola hazırlanmanın tatlı telaşıyla dolduruyorum. Tanıdığım duygulara ulaşmak için hatırlamam yeterli, keyifleniyorum….
Tamam Serdar.. En kısa zamanda.
“Mutlu insanlar görmeyi özlüyor insan….”
Hint kıtası…
Bangladesh,Pakistan,Hindistan…