New York'dan New Orleans'a I

Yolculuk için heyecan duyarken Amerika Birleşik Devletleri için kalbimin çok çarptığını söyleyemeyeceğim. Görmek istediğim farklı Coğrafyalar, kültürler olunca bu düşüncemin çok da nedensiz olmadığını anlıyorum.

 

Yolculuklarım hep evde başlıyor.. Yeni, büyük ama bu haliyle soğuk ve yıpranmış yeni  Havalimanından bu kez uçuş. New York’a bilinen görüntüler eşliğinde iniyoruz. Önce Brooklyn ardından Manhattan’da konaklamayı planladık. Beş altı günde ne kadar tanımaya çalışsam da New York’da bir süre kalınca eminim “Big Apple”ın renklerine ulaşmak daha kolay olacaktır.

 

Çok sevdiğim, yürüyerek geçebileceğiniz  Brooklyn Köprüsü’nden baktığımda gördüğüm çok yüksek binalar, yoldaki araçlar, kalabalık aşina. Buradan Williamsburg Köprüsünü görmek mümkün. Metro, yürüyerek ve belki birkaç kez taksi ile NY şehrini gezdik. Geceleri biraz müzik için biraz dinlenmek için ayırıp, gündüz  görebileceğimiz kadar çok sokak, müze ve park dolaştık.

Enerjisi yüksek, farklılıkların mozaik oluşturduğu, zenginlikle özgürlüğün hissedildiği, herkesin kendi işine baktığı bir şehir. Metroda dört kişilik yer kaplayarak yatan bir kişi için kimse rahatsız olmuyor, umurunda değil.. Kendi yaşam alanını düşünüyor insan ister istemez.. İsyanların dışa vurulduğu, kimi saatlerde “benim de bir acelem var mıydı acaba “diye düşündürecek hareketliliğin olduğu büyük bir metropol.. İş Merkezi, Sanat merkezi, Finans Merkezi..

 

Gördüğüm en zengin ve büyük Müze.. “Metropolitan Museum of Art” MET ..Mecburen tercih kullanıyorsun. Yoksa 2 günde çıkamazsın içeriden, hoş gerçi çıkmak için yolu bulmak da ayrı mesele..  “Museum Of Modern Art” MoMA.. ve “Guggenheim”..

 

Dolaşabildiğim üç Müze. “Central Park” hem de baharda, bir uçtan diğerine.. Yemyeşil, çiçeklenmiş ağaçlar arasından gökdelenler.. Koşan, yürüyen insanlarla çocuklar.. Kuşlar, turistler. Hava şansımıza çok özel. Sunset Park yakınından aşağı inince mahallenin Jazz Klubündeyiz. Manhaattan’da diğerleri, Soho’da butikler. Az uykuyla, jetlag durumunda, az düşünebiliyor ama çok yürüyorum. Canal Street, numaralı caddeler, kimisi isimlendirilmiş, elimde harita.. Özgürlük Heykeli’ne Coney İsland’a giden tekneden selam veriyorum. Time Square’e son gece uğrayıp, Empire State binasını dışarıdan görerek turizme desteğimi veriyorum. Manhattan Midtown bölgesinde” Grand Central Terminal”i,  çok zengin bir kitapçıyı “Barnes&Noble” yi, “Strand Bookstore”u geziyorum.

Aradığınız ve ulaşmak istediğiniz bir bilgiyi, kitabı emin olun burada bulabilirsiniz, yeter ki merakınız olsun..

 

Down Town, UpTown bölgelerinde  dolaştım. Çok ünlü “NY Public Library” Halk Kütüphanesine girdim. Harita bölümünü gezdim. Her girdiğiniz mekanda seçim yapmak zorundasınız, çok büyük buralar..

 

Varlıklı bir bölge olan, alçak katlı evlerin, cafe, pastane, butiklerin olduğu Bleecker Caddesi çok hoşuma gitti. Ağaç diplerinde laleler.. Magnolia Bakery eski ve ünlü bir pastacı. Kapısında kuyruk. Az ileride Şarap içebileceğiniz sevimli bir cafe.. Akşam Smalls Jazz Bar’a yakındaki Fedora Bar’dan çıkıp gittik. New Orleans öncesi kulağımızı ritme alıştırmalar peşindeyiz.!

 

Şehirde Metro Cafe’de, Meksika Mutfağında, İtalyan Bölgesinde, yiyoruz. Hamburger tatmadan dönmedim.. Deli Delicious, gözümüzün aradığı yerlerden. Amerika’da yemekle ilgili bir sıkıntı yaşamak pek mümkün görünmüyor. Ve hatta Porsiyonu paylaşmak bizim gibi az yiyenler için iyi bir seçenek buralarda.

 

Union Square, Colombus Circle otelimize yakın meydanlar.  Washington Square Park’da müzik..

 

Gençler, resim yapanlar.. ..Meydanda   Brooklyn’de Smorgasburg’da hafta sonu farklı ülke mutfaklarının yer aldığı bir pazaryeri kurulmuş.Belki çok karşıma çıktığından, belki NY da yaşamış yakın bir arkadaşımdan dinlediğimden, New York’u beklediğim, tahmin ettiğim yapıdan farklı bulmadım. “Seversin sen New York’u” demişti İnci.. Evet sevdim.Yazılanlar o kadar çok ve görülmesi iyi olur diye düşünülen ne çok yer var.. Ancak uzun süre kalabilirsem ya da birkaç kez gelirsem bu güzel şehri tanırım sanırım..

Bir fikrim oldu New York hakkında diyebilirim beş günün sonunda. Bir gün daha uzattıktan sonra NY Baharını yolumuz  New Orleans’a NOLA’ya…

 

Zeynep Erim

26.Nisan.2019

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

TOP