“25 yıllık keşiflerime baktığımda en keyifli yolculuklarımı Likya’da yaptığımı anımsıyorum. Bu ülke başka yerlerde dengi olmayan bir etkiye sahiptir. Manzara muhteşemdir. Ay ışığında başka bir evren olur”.George E.Bean 1952-1966 (Likya Medeniyetleri Müzesi) Doğru söze ne denebilir..
Önce Finike, sonra Demre. Yol sahilde, çok güzel. Myra’ya çıkmadık. Çayağzı’na yakın, o dönemin liman kenti Andriake’yi, ve tahıl deposunun restorasyonu sonucu düzenlenmiş “Likya Medeniyetleri Müzesi”ni gezdik. Yeni, iyi tasarlanmış, çok güzel bir müze.. Limanın arkasında sazlık alanda flamingo ve birkaç tür su kuşu görmek de sürpriz oldu. Bahçe, kafeterya yeni düzenleniyordu. Kahve ikram ettiler.
Kaş yolumuzun üzerinde.. Çok büyümüş. Çukurbağ Yarımadasında tam tur yaparken, imara açılmış bölgedeki yeni yerleşimleri gördük. Meis karşıda. Çarşıya, meydana yakın pansiyon buluyoruz deniz kenarında. Merdiveni kaldırmışlar ama kayalardan suya bırakıyoruz kendimizi. Tatlı serin, üşütmüyor insanı. Balkondan gün batımı..
Kaş’dan Fakdere mevkine güzel bir yol var. Kayalıklardan, kaya mezarlarının önünden, zeytin ağaçları, nergisler arasından, mavi kıyılardan geçen. Çobanplajın da deniz molası. Nergislerden bir demet yaptım dönüşte.
Kalkan’ı tanımak imkansız.. Güzel Likya’nın başkenti Xanthos Antik Kent’e kısa bir bakış. Perslere karşı şehir insanlarının direnişini, acılarını öğreniyorum. Nereidler Anıtı’nın British Museum’da olduğunu da..
Ölüdeniz’de Babadağ’dan atlayanlar süzülüyor. Biraz daha yaş alınca yapacağım bir aktivite olarak kenarda şimdilik. Yiyecek bir şeyler alıyorum. Plajda oturup dinleniyoruz. Babadağ üzerinden bulutlar geliyor, bozacak hava..
Doğum günüymüş Fügen'in Göcek’den geçtiğimiz gün.. Kahve eşliğinde laflıyoruz. Geçen yıl Aralık ayında üç gün kalmıştım Göcek’de. Yola devam ediyor, Dalyan da kaya mezarlarına bakan bir otel buluyoruz. Gökbel’den görüş çok açık. Dalyan bir yanda, diğer taraf Akdeniz, ardında adalar..
Bodrum’da ilk gün serin. Sonra yükseliyor sıcaklık. Terasta güneşin keyfini, sahilde denizin tadını çıkartıyoruz. Bağla'ya yürürken görüyorum, Aspat’ın ilerisindeki çeşme kuru kaç senedir. Bodrumlu yürüyüşçüler yeni bir yolu “Leleg Yolu”nu işaretlemişler. Karia ve Likya arasında bir bağlantı yolu sayılabilir. Güzel haber.
“En değerli para birimi zamandır. Mutluluğu yanlış yerlerde arıyor, en sonunda keşkelerle dolu bir ömre gözlerimizi kapıyoruz. İnsanın ruhuna tartışmasız ihanetidir bu.. “ (alıntı