Lake Atitlán bazı kaşifler tarafından dünyanın en güzel gölü olarak tanımlanıyor. Volkanik orijinli bir göl. Panajachel göl kenarındaki yerleşimlerden biri. Gölü çevreleyen başı dumanlı Volcan Atitlán, Volcan San Pedro, Volcan Tolimán ve yeşille birlikte görülesi bir doğa ortaya çıkartıyor.
Gölün üzerinde ulaşım çok rahat. Çiçekler içinde verandası olan bir hostelde kalıyoruz, arkamızda dağlar.. Gece şiddetli ve uzun bir sarsıntı ile uyanıyorum. Meksika'da 8,1 lik deprem.. Yan odalardan konuşmalar geliyor.. Uyuyorum sonra. Sabah sevdiğim güzel şehir Oxaca, Meksika ile ilgili haberlere üzülüyorum. Kaygılanıp mesaj yazanlara iyi olduğumu bildiriyorum..
Gölde motorlar bir kıyıdan diğerine, her noktaya insan taşıyor. Tekneyle San Pedro'ya oradan Tuktukla San Juan'a geçtik. San Juan daha sakin bir köy. İtalyan gencin yönettiği Alma de Colores'te yemek yiyor, sohbet ediyoruz. Yerli halkın yoğun olduğu küçük köyler.
Kahve tarlaları arasından yürüyor, farklı tepelerden gölü seyrediyoruz. Sahil boyu lokantalar, cafeler, her tür turistik eşya, yiyecek satanlar. El dokuması bir şal alıyorum. Mercado, kahve satanlar, göl kenarında yürüyüş derken sakin geçen üç gün sonrası Antigua yolundayız..
Antigua, Guatemala'nın merkezinde, Volcan Acatenango, Volcan Fuego ve Volcan Pacaya'ya yakın dağlık bölgede, iyi korunmuş İspanyol Barok karışımı mimarisi ve birçok sömürge dönem kilise kalıntısı ile ünlü. 1543 de inşa edilen şehir 1773 deki depreme kadar Guatemala Krallığına başkent olmuştur. Deprem sonrası başkent , Guatemala City'ye taşınmış ve şehir restore edilerek 1979 da UNESCO tarafından Dünya Miras Listesine alınmıştır.
Antigua'da tüm cadde ve sokaklar arnavut kaldırımı benzeri taşlarla döşeli. Tek katlı evler, çatılarda begonviller, pencerelerde çiçekler.. Çok güzel bir şehir. Cafeler, hotel ve restaurantlar tamamı batılı turiste hitab ediyor. Casa del Cerro şehrin kuzeyinde. Yerim hazır. Eşyaları bırakıp güzel şehrin meydanı Plaza Central'e gidiyoruz. Girdiğimiz sokağın devamında kentin simgesi Santa Katalina Kemeri'ni görüyoruz. Çevrede kiliseler, renkli tek katlı evler var. Çatısında yeşil ot bitmiş, begonviller sarkmış.
Önerilmiş bir turizm şirketinden Volkan yürüyüşü için bilgi alıyoruz. Bir gece çadırda konaklamalı tur güzel görünüyor ama Patagonya'daki son çadır tecrübemden sonra cesaret edemiyor günlük Volcan Pacaya turuna karar veriyorum. Sabah altıda alacak minibüs. Volcan Pacaya aktif volkanlardan birisi. En son 2015 Haziran'da püskürtmüş. 2,5 km kadar yukarı tırmandık. Oldukça dik. Bir kaç at da yorulanlar olabilir kaygısıyla yanımızda yürüyor. Kurumuş lavların sert, siyah cüruflarından oluşan yol ayaklarımızın altında. Tepeye ulaştığımızda Pacaya'nın homurtusunu duyuyor, eteklerine püskürttüğü kurumuş lavların üzerinde yürüyor, cüruf altından gelen dumanları görüyorum. Hava kapalı, bulutlar iyice alçakta, diğer volkanları görmek mümkün olmuyor. Akşama doğru Antigua'ya dönüyor, ilerleyen saatlerde Volcán de Fuego'nun zirvesindeki ateş görüntüsünü zihnime yerleştiriyorum.
Öğlenden sonra Antigua'yı elimizdeki plana göre geziyoruz. La Merced Kilisesi, Convent of las Capuchinas, Tanque La Union, San Francisco Kilisesi, Ruinsler... Carmen Kilisesi. San Pedro Hastanesi ve diğerleri. İspanyollara ait bir bina, elçilik ya da başka resmi bir bina. İçeride fotoğraf sergisi var. Sergi ve bina çok güzel.
Antigua'nın en güzel fırınına her gün düzenli uğrayarak ekmek ve kek ihtiyacımıza çözüm buluyoruz. Akşamları sokaklar hareketli. Avrupalı turisti mutlu edecek çok alış veriş, barlar, restaurantlar var. Sokak satıcıları da köşelerde tacolarını hazırlıyor.
Ertesi gün Otelin arkasından her iki yanı ağaçlık yürüyüş yolundan Cerro de la Cruz adı verilen tepeye çıkıyoruz. Bugün Guatemala'nın bağımsızlık günüymüş. Şehri yukarıdan gören tepede öğrenciler var, kalabalık. Biraz şehre, biraz çocuklara bakıyorum. Hava güneşli. Sağdaki Volcan Fuego'nun dumanı tütüyor. Sevdiğim Antigua'da son gün, yarın yolculuk Puerto Barrios'a..